17 Ocak 2013 Perşembe

BOŞALMA VE ORGAZMI KOLAYLAŞTIRMANIN YOLLARI

Cinsel yanıt döngüsü olarak bilinen istek, uyarılma ve orgazm evrelerini sağlıklı bir şekilde yaşayabilmek için nefes kontrolü, orgazm egzersizleri, açık iletişim, ön sevişme, düzenli spor ve beslenme şekli oldukça önem arz etmektedir.

NEFES KONTROLÜ NEFSİN KONTROLÜNÜ SAĞLAR!
Orgazma yardımcı olacak nefes kontrolü her ne kadar zor olsa da, aşağıda belirtilen şekilde yapıldığında bir süre sonra bu deneyim kendiliğinden keşfedilebilir. Çünkü nefes kontrolü nefsin kontrolünü sağlar. Özellikle partnerlerinden önce boşalamayan veya orgazm olamayan kadınlar aşağıdaki önerileri uygulamalıdır:
—İlişki sırasında sırt üstü yatarak bacaklarını partnerinin omuzlarına ya da omuz hizasına kaldırmalı ve ellerini karınlarına koyarak derin derin nefes almalıdır. Nefes kontrolü orgazmı kolaylaştıran en etkili yöntemdir.
—Nefes alırken özellikle diyaframın kullanımına (karını şişirerek nefes alma yöntemi) özen gösterilmelidir.
—Cinsel ilişki sırasında garantili bir orgazm yaşamak için aktif olmak şarttır. Bunu da en iyi kadın kalçasını öne iterek yani hareket ettirerek yapabilir. Bu da onun kontrolü elinde tutması ve kasılmasını ayarlayabilmesi anlamına gelmektedir.

AŞK KASLARI KADININ KONTROLÜNDE VE EMRİNDE OLMALIDIR!
Vajinada bulunan aşk kasları adını verdiğimiz pelvik taban kasları orgazma ulaşmanın garantisidir. Bu nedenle, aşk kasları kadının kontrolünde ve emrinde olmalıdır. Aşk kasları cinsel birleşme dışında da aktif olarak kullanmak gerekir. Bunu yapabilmek için;
—tuvalete gidildiğinde, iş yerinde ya da otururken pelvik taban kasları aynı idrar yaparmış gibi gevşetilmeli ve ardından idrar tutarmış gibi kasılmalıdır,
—tuvalete gidildiğinde idrar yaparken bir anda kesip, sonra devam ettirmek pelvik taban kaslarını çalıştırmaya yetecektir.

ÖNSEVİŞME SÜRESİ BİRLŞEME SÜRESİNİ BELİRLER…
Çiftin cinsel haz seviyesinin artması ve doyurucu bir orgazm yaşayabilmesi için ön sevişme oldukça önemlidir. Yeterli bir önsevişme sonrası; en az önsevişme kadar uzun ve kesintisiz bir penetrasyon yani penis-vajina birlikteliği olabilir ve doyurucu bir orgazm yaşanabilir. Yani önsevişme süresi birleşme süresini belirler.

DÜZENLİ EGZERSİZ YAPMAK ORGAZMI KOLAYLAŞTIRIYOR…
Spor yapmanın sağlık açısından ne kadar büyük bir öneme sahip olduğu bilinen bir gerçek olduğu gibi cinsel isteği artırdığı ve cinsel yaşam süresini uzattığı da unutulmamalıdır. Yani düzenli egzersiz yapmak orgazmı kolaylaştırıyor. Spor yapmanın cinsel yaşamdaki etkileri aşağıdaki gibidir:
—Cinsel isteği artırır. Çünkü kan akışının hızlanmasıyla cinsel organlara giden kan basıncı artar.
—Cinsel birleşme süresini uzatır. Çünkü spor yorgunluk hissini engelleyeceğinden, erkek vajina içerisinde daha uzun süre kalabilir.
—Erken boşalma ve sertleşme kaybını önler. Çünkü vücudun oksijen seviyesi artacağından çiftin cinsel hazzı da artar.
—Penisin sertleşme kalitesi artar ve erkeğin boşalma süresi uzar. Çünkü aşk kaslarının çalışmasıyla o bölgeye giden kan akışı artar.

BESLENMENİZE DİKKAT EDİN!
Sağlık ve yaşam açısından ilk olarak dikkat edilecek husus olan beslenme, insanın yaşam döngüsünün göstergesi olan cinsel istek yani libido için son derece önemlidir. Cinsel gücü artırmak için protein ve aminoasit tüketimine dikkat edilmelidir. Bunları aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz:
—İktidarsızlık ve kısırlığı önlemek için susam, bezelye, yerfıstığı, jelâtin, yürek ve yumurtada bulunan “arginin”,
—Cinsel yoğunlaşmayı engelleyen yorgunluk hissini önlemek için süt, yerfıstığı, balık, et, peynir, yumurta, bezelye, soya fasulyesi, buğday özü ve yeşil sebzelerde bulunan lösin”, arpa, beyin, yürek, süt, karaciğer, istiridye, nohut, bezelye, pirinç, soya fasulyesi, buğday özü ve buğday ununda bulunan B1 vitamini ve yoğurt, istiridye, yeşil sebze, mantar, buğday özünde bulunan “B2 vitamini”,
—Kadınlarda vajina kaslarının esnekliği ile hareketliliğinin oluşumunu, erkeklerde ise cinsel etkinliği artırmak için yumurta, sardalye, pirinç, peynir, ayçiçeği çekirdeğinde bulunan “methionin”,
—Cinsel yoğunluğu artırmak ve cinsel isek uyandırmak için yeşillik ve susamda bulunan “triptofan” ve balıklarda bulunan “B12 vitamini”,
—Sperm hareketliliğini artırmak ve adrenalin salgısını yükseltmek için susam, yulaf, yumurta, peynir ve karaciğerde bulunan “fenilalanin”,
—Her iki cinste kas zayıflığı ve salgı bozukluğun önlemek, kadınlarda hamilelik dönemindeki cinsel isteği artırmak için buğday özü, soya fasulyesi, pamuk tohumu, keten ve bunları yağlarında bulunan “E vitamini”,
—Erkeklerde testosteron artımı ve meni üretimi için süt ürünleri, deniz ürünleri, turp, enginar, kivi, avokado, böğürtlen, muz, karaciğer ve marulda bulunan “çinko” ve
—Erkekte kısırlığı, kadın da ise orgazm bozukluklarını önlemek için yeşil sebze, sarı renkli meyveler, dana ve tavuk ciğerinde bulunan “A vitamini” alınmasında fayda var.

AÇIKÇA TALEP EDİN!
Her suçlamanın, eleştirinin ve olumsuz değerlendirmenin ardında gizli bir temenni yatar. Bu temenniyi kişinin keşfedip partnerinden talep etmesi gerekli. “Sen beni sevmiyorsun, benimle ilgilenmiyorsun!” diyen kişinin gizli temennisi aslında “Beni sev, benimle ilgilen!” şeklindedir. Ancak bunu söylemek yerine suçlamak belki daha kolay geliyor. Çünkü çoğu çift daha önce bu temennileri ifade etmiş ve reddedilmiş oluyor veya reddedilmekten çok korkuyor, herkesin kendisini sevmesi ve ilgilenmesi gerektiğine inanıyor. Bu yüzden bilinçdışlarında istemden bir “korku çemberi” oluşturuyorlar. Oysa kişi korku çemberini kırarak karşısındakini suçlamayı bir kenara bırakmalı ve bu temennisini koşulsuzca ve karşılık beklemeden partnerine açık açık ifade etmeli. Bunu istemeli ve net bir dille talep etmeli. Eğer talep karşılık görürse ve partneri ona istediğini verirse, bunu bir armağan gibi kabul etmeli ve teşekkür etmeli. Ama partneri bu talebi yerine getirmiyorsa da kişi bu durumu asla şahsileştirmemeli. Kimliğine, kişiliğine bir hakaret gibi görmemeli ve ne olursa olsun partnerinin bir seçimi olarak buna olgunca saygı göstermelidir. Çünkü birisinde görülen her olumsuzluk, negatiflik, eleştiri veya suçlama, aslında tüm bunları yapan kişide de vardır. Kişi kendinde olmayanı başkasında görmez. Kendisinin yapmadığını bir başkasına suçlama olarak söylemez. Yani bu tür kavgalarda söylenen suçlamaların hepsi aslında bizim kendi kusurlarımızı görmemiz için bilinçdışımızın bize sunmuş olduğu bir formüldür. Biz birine “Çok dağınıksın” dediğimizde aslında bu ifade, onu kullanan kişinin de bir şekilde hayatında dağınık olduğu bir yerin olduğunu gösterir. Kadınlar genelde bu sözü eşlerine çok söylerler. Böyle olunca aslında kadın kendi dağınıklığını görmek yerine kocasında kendi kusurunu görmüştür. Tıpkı Mevlana’nın sözündeki gibi, "Karşındakinde gördüğün suç, sendeki suçun cinsindendir. Önce o huyu kendi tabiatından atman gerek. Sendeki çirkin huy, sana onda göründü.” Kişi içindeki kabul edemediği ya da aşamadığı bazı kusurları başkalarında çok kolay fark eder. Yani Mevlana, "karşınızdakini suçlamak ve değiştirmektense işe önce kendinizden başlayın ve kendinizi düzeltin." diyor. Önce insanlar kendindeki kusur ve hataları görmeye çalışmalıdır. Kişinin kendisi de aynı kusuru işlerken başkasını o kusurdan men etmesi çok faydalı olmayacaktır. Zaten kendisindeki kusurları görmekle uğraşan bir insan, başkasında kusur aramaya fırsat bulamayacaktır. Böylece kişi kendi kusurunu keşfedip, kendini değiştirdiğinde, ilişkisi ve sonra partneri de bundan olumlu etkilenecek ve her şey değişecektir. Yani kişinin içindeki çözümleme, mutlaka karşı tarafta da aynı etkiyi gösterecektir. Kendi kusurlarını görmek, kendini ayıplamak, o ayıbın merhemi ve ilâcıdır. Çünkü gözler, partnerlerdeki kusuru görmek için değil, güzellikleri ortaya çıkarmak için vardır, görülen güzellikler, aslında kişinin kendi gönül güzelliğinin yansımasıdır. Değişim herkesi korkutur, çünkü kimlik ve kişiliğin değişimin zor olduğunu herkes bilir, bizim burada değiştirmeyi önerdiğimiz davranışlardır. Davranışlar iradeyle uyumlu bir şekilde değiştirildiğinde, düşünce ve duygularda zamanla bu değişen yeni davranışlarla uyumlu hale gelecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder